Türkiye'de ilk kez 3-4 Eylül tarihlerinde Kayseri Erciyes'te yapılan "Downhill Türkiye Şampiyonası"nda birinci olan Uzun, AA muhabirine çalışmalarını anlattı.
Yaklaşık 6 yıldır "downhill" adı verilen spor dalıyla ilgilendiğini belirten 21 yaşındaki Uzun, bisiklet kullanmaya çocukluğundan beri meraklı olduğunu ifade etti.
Kayseri'deki şampiyonada 80 kişiyle yarıştığını anımsatan Uzun, "Elite men klasmanında birinci oldum. Parkur bin 870 metre uzunluğundaydı. Hızın önemli olduğu parkurda risk çok fazlaydı. Parkurda bu işin doğasında olan rampalar da mevcuttu." dedi.
"Ülkemize maalesef çok geç geldi"
Türkçe "Yokuş aşağı, inişli" gibi kelime anlamları olan "downhill" sporunu "Dağ bisikletiyle dar patikalardan, kayalıkların arasından geçerek ve yokuş aşağı rampalardan atlayış yaparak hızlı bir şekilde inilen spor" olarak tanımlayan Uzun, bu dalın Türkiye'deki durumuna ilişkin şu bilgileri aktardı:
"Dünyada uzun yıllardır yapılan bir spor. Son zamanlarda çok popüler. Ülkemize maalesef çok geç geldi. Maliyet, imkan ve sporcu konusunda eksik olduğumuzdan geç geldi. Ülkemizde 2008 yılında benim gördüğüm ufak ufak başlangıçlar vardı. Bunlar çok iyi bisikletlerle değil, daha amatör bisikletlerle sadece 'downhill' ruhunu kullanarak yapan kişilerdi."
Spor hayatının yanı sıra eğitimine de Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde devam eden ve 3. sınıf öğrencisi olan Uzun, bazı dersleri arazide işlediklerine işaret ederek, "Saha derslerinde yürürken 'Burada bisikletim olsa daha rahat giderdim' dediğim oluyor. Benim için bisikleti kullanmak yürümekten daha basit." diye konuştu.
"Parkuru hazırlarken çok zorlandım"
Kullandığı ekipmanların özelliklerine ilişkin de bilgi veren Uzun, bisikletinin, diğer dağ bisikletlerine göre alaşım malzemeden yapılan, daha sağlam, kadroya, atlamalara karşı direnci artırmak için ön ve arka süspansiyonlara, geniş ve derin dişli lastiklere, rahat hakimiyet için geniş gidona ve etkili fren sistemine sahip olduğunu aktardı. Uzun, kazalarda yaralanmamak için kask, dizlik, dirseklik ve uzun boğazlı ayakkabı ile toz ve böceklerden korunmak için gözlük kullandığını anlattı.
Çalışmalarını Yenimahalle Koru Mahallesi'nde kendi hazırladığı parkurda sürdürdüğünü kaydeden Uzun, "Parkuru yaparken gerçekten çok zorlandım. Yaşıtlarım gezerken ben burada kazma, kürekle kendime alanlar yapıyorum." dedi.
"Yurtdışına açılıp ülkemi temsil etmek istiyorum"
Kıyafet, korumalık, lastik, fren gibi malzemeler konusunda sponsor desteği almaya başladığını dile getiren Uzun, şöyle devam etti:
"Çalışmalarımı yurtdışı odaklı yapıyorum. Ülkemizde birinci olduktan sonra yurtdışına açılıp ülkemi temsil etmek istiyorum. Bunun için kendim imkan bulup yurtdışında antrenman yapıyorum. Bunun bana teknik ve cesaret anlamında çok büyük yardımı oluyor ve geliştiğimi hissediyorum. Bu şekilde yabancı yarışmacılarla yurtdışında yarışabileceğimi düşünüyorum."
Dünya standartlarında bisiklet süren bir sporcu olmayı hedeflediğini vurgulayan Uzun, yurtdışındaki yarışmalarda başarılı olmak istediğini, bunun için de desteğe ihtiyacı bulunduğunu ifade etti.
"En büyük hayalim Kanada'da bisiklet sürmek"
Uzun, en büyük hayalinin ise Kanada'daki "Whistler Bike Park"ta bisiklet sürmek olduğunu belirterek, "Orada sürmek için belli bir teknik seviyeye ihtiyaç var. Parkur gerçekten teknik ve cesaret gerektiriyor. Kanada için 'downhill free ride' sporunun ana vatanı diyebiliriz. Bu sporda dünyanın en iyilerinin çıktığı ülkelerden biri. Onların imkanları tabii ki çok daha iyi." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'de bu sporun yaygınlaşması ve kaliteli sporcular yetişmesi için sokaklarda daha fazla kaykay parkı ve rampalar yapılmasını isteyen şampiyon sporcu, sosyal medya üzerinden de "downhill" danışmanlığı yaptığını aktardı.
Türkiye'nin ilk "downhill" şampiyonu Uzun, ailesinin, bu sporu yaparken yaralanacağı endişesi taşıdığını ancak bulunduğu noktaya gelmesinde de onlardan gördüğü desteğin büyük önemi olduğunu dile getirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder